Lufthansa ve Air France-KLM’nin çekilmesiyle THY, Air Europa’nın hisse alımı sürecinde masadaki tek havayolu olarak kaldı. Bağlayıcı teklif için hazırlık yapan şirket, bu adımıyla Avrupa ve Latin Amerika ağını güçlendirmeyi hedefliyor.
Türk Hava Yolları (THY), İspanyol havayolu şirketi Air Europa’nın hisse alım sürecinde kritik bir eşikte bulunuyor. Şirket, bağlayıcı olmayan görüşmelerin ardından, yakın zamanda bağlayıcı teklif sunmaya hazırlanıyor.
Bu gelişme, sektördeki diğer büyük oyuncuların süreçten çekilmesiyle daha da önem kazanmış durumda.
Geçtiğimiz hafta Air France-KLM, kısa süre sonra ise Alman Lufthansa, Air Europa’dan hisse alımından vazgeçtiklerini açıklamıştı. Böylece THY, Air Europa ile ilgilenen bilinen tek teklif sahibi olarak kaldı. Bu durum, hem stratejik avantaj hem de rekabet alanında öne çıkma fırsatı anlamına geliyor. Bağlayıcı Teklif Yolda
THY, ikinci çeyrek finansal sonuçlarının ardından düzenlenen telekonferansta, Air Europa’ya yönelik yatırım süreci hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Air Europa ile hâlâ çok ilgileniyoruz. Çok yakında bağlayıcı bir teklif vermeye hazırlanıyoruz. Ancak henüz o aşamaya gelmedik. Yönetim kurulu onayı sonrası kamuoyuyla paylaşacağız.”
Şirket, Haziran ayında Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı bildirimde, Air Europa’da yatırım ve ortaklık fırsatlarının değerlendirilmesi amacıyla bağlayıcı olmayan görüşmelere başlandığını açıklamıştı.
Stratejik Genişleme Hamlesi
THY’nin Air Europa’ya olan ilgisinin arkasında, küresel ağını tamamlayıcı ve bölgesel güç dengelerini lehine çevirme hedefi yatıyor.
Air Europa, özellikle İber Yarımadası ile Latin Amerika arasında güçlü uçuş bağlantılarına sahip. Bu bölge, THY’nin mevcut küresel ağı açısından nispeten zayıf kalan bir coğrafya konumunda.
“Yolcu ve kargo segmentlerinde güçlü bir varlığa sahip olan Air Europa, THY’nin değer yaratma ve sinerji oluşturma stratejisine önemli katkı sağlayabilir,” değerlendirmesi yatırımcı ilişkileri tarafından paylaşıldı.
Analistler, Air Europa’nın Madrid merkezli operasyonları sayesinde, THY’nin Avrupa içi rekabet avantajını artırabileceğini ve Latin Amerika hattında ikinci bir merkez yaratabileceğini belirtiyor. Bu da İstanbul Havalimanı merkezli modelin esnekliğini ve kapsama alanını artırabilir.
Süreçte Belirsizlikler de Var
Her ne kadar rakiplerin çekilmesi THY için fırsat gibi görünse de, süreç hâlâ bazı zorluklar içeriyor. Air Europa’daki %20’lik IAG (British Airways’in ana ortağı) hissesi ve şirketin sahibi Hidalgo ailesi arasındaki iç anlaşmazlıklar, anlaşmanın nihai şekli üzerinde karmaşıklık yaratabiliyor.
Diğer havayolu gruplarının da bu karmaşık hissedarlık yapısı nedeniyle çekinceler taşıdığı biliniyor. THY’nin bu karmaşık yapıya nasıl yaklaşacağı, sunacağı teklifin şartları ve düzenleyici otoritelerin onayı, sürecin geleceğini şekillendirecek önemli faktörler arasında.
Yatırımcılar İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu adım, THY’nin yalnızca büyüme değil, aynı zamanda stratejik konumlanma açısından Avrupa pazarındaki gücünü artırabileceğini gösteriyor.
Küresel havacılıkta konsolidasyonun arttığı bir dönemde, Air Europa gibi bölgesel oyuncularla yapılacak birleşme ya da ortaklıklar, pazar payını büyütme, trafik akışını çeşitlendirme ve gelir kompozisyonunu dengeleme açısından kritik önemde.
THY tarafından yapılacak bağlayıcı teklifin kapsamı, hisse oranı, stratejik ortaklık koşulları ve potansiyel sinerji etkileri, önümüzdeki dönemde yatırımcıların odak noktası olmaya devam edecek.
