Turizoom YK Başkanı Ali Can Aksu, Türkiye turizminin gelecekte sürdürülebilir ve stratejik büyüme sağlayabilmesi için akademik bilgiyle sektörün entegrasyonunun şart olduğunu vurguluyor.
Türkiye, son 40 yılda turizmde kaydettiği büyük ilerleme ile dünyanın en önemli destinasyonları arasında yerini aldı. Ancak Turizoom Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, bugünkü başarıyı geleceğe taşımak için bilimsel akıl ve akademik strateji ile hareket edilmesi gerektiğini savunuyor.
“Sahada yetişmiş yöneticiler, güçlü yatırımcılar ve fedakâr çalışanlarla büyük bir başarı yakalandı. Ancak artık geldiğimiz noktada yalnızca tecrübeyle ilerlemek mümkün değil,” diyen Aksu, turizmin yeni dönemde yalnızca doluluk ve fiyatla değil; sürdürülebilirlik, dijitalleşme, destinasyon yönetimi, insan kaynağı ve kriz planlaması gibi çok katmanlı başlıklarla değerlendirildiğini ifade ediyor.
Aksu’ya göre, sektörle üniversiteler arasında sağlıklı bir köprü kurulamamış olması bugünün en büyük handikaplarından biri. Akademide üretilen bilimsel çalışmalar çoğu zaman raflarda kalırken, sahadaki aktörler ise kısa vadeli çözümlerle günü kurtarmaya odaklanıyor. Oysa turizmde global başarıya ulaşan ülkelerin tamamında üniversite, sektör ve kamu iş birliği sistemli biçimde işliyor.
Ali Can Aksu’nun önerileri ise net:
Turizm akademisyenleri stratejik kararlara aktif olarak dahil edilmeli,
Bilimsel çalışmalar sahaya entegre edilmeli,
Yatırım kararları, destinasyon planlamaları ve insan kaynağı politikaları bilimsel temellere dayanmalı.
Aksu, “Bugün yalnızca ‘çok turist’ değil, doğru turist, doğru yatırım ve doğru insan kaynağı konuşuluyor. Bu dönüşüm süreci ancak bilimle yönetilebilir” diyerek, nitelikli personel eksikliği, plansız yatırımlar ve sürdürülebilirlik sorunlarının çözümünde akademik yaklaşımın kilit rol oynadığını belirtiyor.
Sektörün geleceğinin veri odaklı planlamayla şekillenmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, “Yeni çağ; sezgiyle değil, veriyle, alışkanlıkla değil stratejiyle yönetilir,” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Ali Can Aksu’ya göre üniversiteler artık yalnızca eğitim kurumu değil; turizmin pusulası ve sigortası olmak zorunda. Türkiye turizmi bugüne kadar sahadaki beceriyle büyüdü, ancak bundan sonra ancak bilimle kalıcı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlanabilir.





