ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’da turizmde gelir odaklı modele geçilmesi ve destinasyon yönetiminin artık ertelenemeyecek bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Kasım ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya ekonomisi, turizm, tarım, asgari ücret ve finansmana erişim gibi önemli konularda açıklamalarda bulundu.
Turizmde artık sadece sayısal artışa değil, gelir odaklı modele geçilmesi gerektiğini vurgulayan Hacısüleyman, “Antalya’nın geleceği için destinasyon yönetimi artık ertelenemez” dedi. Seyahatin dünya genelinde bir ihtiyaç haline geldiğini belirten Hacısüleyman, Antalya’nın bu eğilimden en iyi şekilde faydalanabilmesi için yaşam kalitesine, altyapıya ve sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini ifade etti.
Ocak–Ekim 2025 döneminde Antalya’ya gelen yabancı turist sayısının umut verici olduğunu belirten Hacısüleyman, “Hedefimiz artık turist sayısını değil, turist başına geliri artırmak olmalı” dedi. 12–14 Aralık tarihlerinde düzenlenecek olan “Antalya 2050 Vizyon Toplantısı”na dikkat çeken Hacısüleyman, tüm paydaşlarla birlikte Antalya’nın geleceğinin konuşulacağını açıkladı.
Londra Turizm Fuarı’ndan elde edilen ilk verilere göre 2025 sezonunun korunacağını aktaran Hacısüleyman, 2026 için barış ortamına bağlı olarak olumlu beklentiler olduğunu belirtti.
Finansmana erişimde yaşanan sıkıntılara değinen Başkan Hacısüleyman, Nefes Kredisi paketinin 50 milyar liraya çıkarıldığını anımsatarak, Antalya’daki üyelerin bu imkândan yoğun şekilde faydalandığını söyledi. Ancak tek başına bu kredilerin yeterli olmadığını ifade eden Hacısüleyman, “Üretimi sürdürebilmek ve istihdamı koruyabilmek için iş dünyamızın daha fazla kaynağa ihtiyacı var” dedi.
Enflasyon, faiz ve asgari ücret konularına da değinen Hacısüleyman, yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 32 civarında olduğunu söyledi. Asgari ücrete yapılacak zam oranının yüzde 25–30 arasında konuşulduğunu belirterek, bu artışın çalışan için yeterli, işveren için ise maliyet baskısını artırıcı bir unsur olacağını dile getirdi.
Tekstil sektöründe yaşanan haksız rekabete de dikkat çeken Hacısüleyman, düğün salonlarında “festival” adı altında yapılan satışların ticaret kurallarına ve etik değerlere aykırı olduğunu belirtti. Bu konuda ilgili bakanlıklara yazı yazdıklarını ve sürecin takipçisi olduklarını ifade etti.






