ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit bıraktı. Başkan Jerome Powell, Eylül için karar alınmadığını belirtirken, tarifelerin mal enflasyonu üzerindeki etkisine dikkat çekti.
ABD Merkez Bankası (Fed), Temmuz ayı toplantısında beklentilere paralel olarak politika faizini değiştirmedi. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), 2’ye karşı 9 oyla aldığı kararla faizleri yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttuğunu duyurdu. Karara karşı oy kullanan Michelle Bowman ve Christopher Waller, faizlerin 25 baz puan indirilmesinden yana görüş bildirdi. Bu, 1993’ten bu yana birden fazla Fed Yönetim Kurulu üyesinin faiz kararına karşı çıktığı ilk vaka olarak kayda geçti.
Fed’in karar metninde, ABD ekonomisinin yılın ilk yarısında ılımlı bir büyüme gösterdiği, işsizlik oranının düşük kalmaya devam ettiği ve iş gücü piyasasının güçlü olduğu vurgulandı. Ancak enflasyonun hâlâ hedefin üzerinde seyretmesi ve ekonomik görünüme ilişkin belirsizliklerin yüksekliği dikkat çekti.
Powell: Eylül için henüz bir karar alınmadı
Faiz kararı sonrası kameraların karşısına geçen Fed Başkanı Jerome Powell, özellikle ticaret politikalarının etkilerinin yeni yeni fiyatlara yansımaya başladığını belirterek, “Enflasyon risklerine karşı temkinli olmak adına ılımlı kısıtlayıcı bir duruş uygun” dedi. Powell, Eylül ayındaki toplantı için herhangi bir ön karar alınmadığının altını çizdi:

“Para politikamız şu anda olası gelişmelere hızlı yanıt verebilecek bir pozisyonda. Enflasyon, 2022’ye göre gerilese de hâlâ hedefin üzerinde. İki yeni istihdam ve enflasyon verisi gelene kadar net bir adım atmak için erken.”
Tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisi izleniyor
Powell’ın açıklamalarının en dikkat çekici bölümlerinden biri ise ticaret tarifeleriyle ilgiliydi. Son dönemde gündeme gelen yeni tarifelerin henüz fiyatlara tam olarak yansımadığını belirten Powell, “Tüketici fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket görmeye başladık. Ancak tarifelerin etkilerini tam anlamıyla değerlendirmek için zamana ihtiyacımız var” dedi.
Fed Başkanı, tarifelerin enflasyona katkısının 0,3 ila 0,4 puan civarında olduğunu ve bu yükün bir kısmını tüketicilerin ve perakendecilerin üstleneceğini ifade etti. Buna karşın, zayıf doların politika açısından şu an büyük bir sorun oluşturmadığını da ekledi.
İşgücü piyasasında yavaşlama sinyali
Powell, iş gücü piyasasının güçlü kalmaya devam ettiğini ancak özel sektör istihdam yaratımında sınırlı bir yavaşlama gözlendiğini söyledi. İşsizlik oranının düşük seyretmesi ve ücret artışlarının enflasyonun gerisinde kalmasının, istihdam piyasasının genel olarak denge içinde kaldığını gösterdiğini belirtti.
Trump’tan baskı artıyor: “Faizler düşmeli”
Fed’in temkinli tavrı, seçim yılına doğru ilerleyen ABD’de siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi. Eski Başkan Donald Trump, ABD’nin ikinci çeyrekte yüzde 3’lük büyüme açıklamasının ardından Fed’e faiz indirimi çağrısı yaptı. Truth Social üzerinden açıklama yapan Trump, “ABD büyümesi beklentilerin üzerinde. Şimdi faiz düşürülmeli” diyerek Powell’a açık bir mesaj gönderdi.
Fed Başkanı Powell ise siyasi baskılara kapalı olduklarını yineleyerek, “Faizleri belirlerken hükümetin borçlanma maliyetini değil, Kongre’nin bize verdiği maksimum istihdam ve fiyat istikrarı görevlerini esas alıyoruz” ifadesini kullandı.
Yol haritası: Gözler Eylül ayına çevrildi
Fed’in bir sonraki toplantısı 17 Eylül’de yapılacak. O tarihe kadar açıklanacak olan iki istihdam ve enflasyon verisi, Fed’in yılın geri kalanına ilişkin tutumunda belirleyici olacak. Piyasa oyuncuları ve analistler, Powell’ın “veri odaklılık” vurgusunun, Fed’in net yön tayini yapmaktan kaçınarak esnek bir strateji izlemeyi tercih ettiğini gösterdiğini belirtiyor.
Ancak iç talepteki yavaşlama, tüketici harcamalarında görülen fren ve dış ticaretteki belirsizlikler göz önünde bulundurulduğunda, Fed’in yıl sonuna kadar bir faiz indirimi ihtimalini tamamen dışlamadığı yorumları da yapılıyor.