Koç Holding’in işlettiği Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın kapasitesi artırılıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED sürecini başlattı. Proje onaylanırsa yat kapasitesi 2 bin 120’ye çıkacak, Halkın kıyılara erişimi daha da sınırlanacak.
Koç Holding tarafından işletilen İstanbul’daki Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın genişletilmesi için resmi süreç başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatılan projeye göre, marina hem deniz hem kara yönünde önemli ölçüde büyütülecek.
Proje hayata geçtiğinde, limanın yat bağlama kapasitesi mevcutta bin 288 olan sayıdan 2 bin 120’ye çıkarılacak. Toplam proje alanı ise 437 bin 788 metrekareye ulaşacak. Bu alanın 314 bin 541 metrekaresi denizden, 111 bin 840 metrekaresi ise kara bölümünden oluşacak.
Revizyon kapsamında, mendirek alanı 24 bin 900 metrekareden 36 bin 158 metrekareye; iskele uzunluğu ise 2 bin 666 metreden 4 bin 54 metreye çıkarılacak. Ayrıca 1.997 metrekarelik yeni bir deniz dolgusu planlanıyor.
Kara tarafında ise büyük ölçekli inşaat planları bulunuyor. Bunlar arasında 12 bin 321 metrekarelik ticari alan, 5 bin 482 metrekarelik idari ve teknik alan, 22 bin 87 metrekare kapalı otopark, 13 bin 742 metrekare açık otopark ve 9 bin 150 metrekarelik çekek alanı yer alıyor.
Projenin uygulanacağı alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından II. derece doğal sit ve III. derece arkeolojik sit alanı olarak tanımlanan Fenerbahçe Yarımadası’nda bulunuyor. Bu nedenle çevreciler, kent plancıları ve Kadıköy halkı, projenin kamuya açık kıyı alanlarını özel kullanıma kapatacağı gerekçesiyle uzun süredir karşı çıkıyor.
Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı, yıllar süren ihaleler ve hukuki süreçlerin ardından genişletilerek Koç Holding’e 40 yıllığına devredilmişti. Genişleme planının hayata geçmesi halinde, sadece yat kapasitesi değil, kıyı yapılaşması ve ticari kullanım da ciddi oranda artmış olacak.
Uzmanlar, bu tür kıyı projelerinin kamu yararı, çevresel sürdürülebilirlik ve kent belleği açısından çok yönlü değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
