FTI’nin iflası sonrası Almanya’da açılan davalar, seyahat acentelerinin mali riskleri müşterilere bildirme yükümlülüğünü yeniden gündeme taşıdı.
Avrupa’nın en büyük tur operatörlerinden FTI’ın iflasının ardından, Almanya’daki seyahat acenteleri hukuki baskı altında. Müşterilerini olası mali riskler konusunda yeterince bilgilendirmedikleri iddiasıyla bazı acenteler hakkında dava açıldı.
Almanya’da bir seyahat acentasının, iş birliği yaptığı tur operatörünün mali sıkıntılarını müşteriye bildirme yükümlülüğü olup olmadığı tartışılıyor. Özellikle Check24’e açılan ve yargıya gitmeden uzlaşmayla sonuçlanan dava sonrası, sektör adeta alarm durumuna geçti.
Şu anda Nordhorn Asliye Mahkemesi ve Bad Homburg Mahkemesi’nde görülecek yeni davalar, acentelerin sorumluluk sınırlarını belirleyebilir.
Nordhorn davasında karar 13 Kasım’da
Nordhorn’da görülen davada, bir çiftin FTI aracılığıyla yaptığı otel rezervasyonunun mağduriyeti gündemde. Çift, Mart 2024’te Venedik için otel rezervasyonu yaptı, ancak FTI 6 Haziran’da iflas başvurusunda bulundu. Seyahat iptal edildi, fakat çift kendi imkânlarıyla seyahati gerçekleştirip otel masraflarını ödedi.
Çiftin iddiasına göre, acente FTI’ın mali sıkıntılarından haberdardı ve bunu kendilerine bildirmedi. Tanık olarak dinlenen Almanya Seyahat Acenteleri Derneği (VUSR) Başkanı Marija Linnhoff, FTI’daki mali risklerin aylardır konuşulduğunu belirtti.
Mahkeme, acentenin bu bilgileri müşteriye iletme yükümlülüğü olup olmadığına 13 Kasım 2025’te karar verecek.
Bad Homburg davası emsal olabilir
Bir diğer benzer dava 4 Aralık 2025’te Bad Homburg Asliye Mahkemesi’nde görülecek. Avukat Holger Hopperdietzel, müvekkillerinin acente aracılığıyla rezervasyon yaparken “tek hizmet” (Einzelleistung) satın aldıklarını bildiklerini, ancak iflas durumunda geri ödeme garantisi olmadığını acenteden öğrenemediklerini söyledi.
Hopperdietzel’e göre acente, bilinen mali sıkıntılar karşısında müşteriye sigorta güvenceli bir ürün veya başka bir operatör seçeneği sunmalıydı.
Sektörde ‘bilgilendirme yükümlülüğü’ krizi
Uzmanlar, seyahat acentelerinin tur operatörlerinin mali tablolarına doğrudan erişimi olmadığını vurgulasa da, mahkeme “öngörülebilir risk” uyarılarını dikkate alıp acenteleri sorumlu tutabilir.
Bu davalardan çıkacak kararlar, yalnızca tarafları değil, Almanya genelindeki yüzlerce acenteyi etkileyebilir. Olası emsal kararlar, sektördeki “müşteri bilgilendirme yükümlülüğü” tartışmalarını daha da derinleştirebilir.





 
     
     
                                     
     
     
     
    