Icelandair, İstanbul uçuşlarına başladı. THY iş birliğiyle Asya ve Orta Doğu bağlantıları güçlenirken, turizm ve ticarette yeni fırsatlar doğdu.
İzlanda’nın bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Icelandair, İstanbul uçuşlarına başladı. Şirketin yeni hattı, Türkiye ile İzlanda arasında hem turizm hem de ticaret köprüsünü güçlendirmeyi hedefliyor. İstanbul üzerinden Asya ve Orta Doğu’ya daha hızlı bağlantı sağlanması için Türk Hava Yolları (THY) ile iş birliği yapılırken, ilk uçuşların doluluk oranı yüksek gerçekleşti.
Icelandair CCO’su Tomas Ingason, İstanbul hattının şirketin büyüme stratejisi için büyük önem taşıdığını belirtti. İlk uçuşun 5 Eylül 2024’te gerçekleştiğini söyleyen Ingason, şu anda haftada 2 ila 3 sefer düzenlediklerini, resmi izinlerin tamamlanmasıyla birlikte uçuş sıklığını artırmayı planladıklarını ifade etti.
Ingason, İstanbul’un küresel erişimi ve coğrafi avantajları sayesinde Icelandair’in Asya ve Orta Doğu pazarlarında daha etkin hale geleceğini belirtti. THY ile yapılan codeshare anlaşması sayesinde İzlanda ve Kuzey Amerika’dan gelen yolcular, İstanbul üzerinden Doğu’ya; Asya’dan gelen yolcular ise İzlanda ve Kanada’ya rahatlıkla bağlanabilecek.
Bu stratejik ortaklık, seyahat süresini kısaltırken, hem iş hem turizm odaklı uçuşlar için yeni olanaklar sunuyor. Tomas Ingason, “İstanbul hattı yalnızca yolcu taşımacılığı değil, aynı zamanda ticaret, kargo taşımacılığı ve deniz ürünleri ihracatı gibi alanlarda da yeni iş fırsatları yaratacak,” dedi.
Özellikle düşük sezonlarda yolcu bağlantılarını artırmayı hedeflediklerini belirten Ingason, bu hattın Icelandair’in uzun vadeli büyüme stratejisinin temel parçası olduğunu söyledi. İstanbul’dan Çin ve Japonya’ya mevcut destinasyonları artırmak üzere çalışmalar yürütüldüğünü de ekledi.
Yeni uçuş hattı sayesinde Asyalı turistler, İzlanda’nın ünlü Kuzey Işıkları ve doğal güzelliklerini keşfetmek için daha hızlı ve kolay bir rota edinmiş olacak. Aynı zamanda İzlandalı işletmeler, İstanbul üzerinden Asya pazarlarına daha kolay erişim sağlayarak iş seyahatlerinde verimliliği artırabilecek.
Bu yeni rota, yalnızca iki ülke arasındaki ulaşımı değil, aynı zamanda ikili ilişkiler, ekonomik iş birliği ve kültürel etkileşimi de geliştirmesi beklenen önemli bir adım olarak görülüyor.





