POM Otel Danışmanlığı’nın Yönetici Ortağı İpek İpekçi, otel yatırımlarında danışmanların proje başlangıcından faaliyete geçene kadar üstlendiği kritik rolleri detaylarıyla aktardı.
Otel yatırımlarında en kritik kararların, lokasyon seçimi ve lokasyon seçimine göre otelin kategorisinin ve konseptinin geliştirilmesi olduğuna dikkat çeken İpek İpekçi, “Bu noktada, verilecek doğru ya da yanlış kararlar yatırımın yönü için belirleyicidir” dedi.
POM Otel Danışmanlığı’nın lokasyon belirlendikten sonra bölgenin, konaklama sürelerinin, ‘hangi seyahat grubu kullanır, misafir grubu kimdir vb.’ konularının detaylı analizlerini gerçekleştirdiğini aktaran İpekçi, “Ardından gelir-gider analizleriyle beraber fizibilite çalışmalarını, yatırımcıya yol gösterecek şekilde ve farklı senaryolarda nasıl bir sonuç ortaya çıkacağını gösterecek şekilde hazırlıyoruz. Fizibilite çalışmaları doğrultusunda otelin konseptini belirleyerek yola çıkıyoruz” diye devam etti.
“Her markanın belirli kritiklerinin yatırımcıya uygun olup olmadığı belirlenmeli”
Otel yatırımlarında, doğru marka ve yönetim modeli seçiminde danışmanların doğrudan etkisi olduğunu belirten İpekçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Danışmanlar, proje için hangi markanın uygun olduğunu öngörmeli ve yatırımcıya en uygun yönetim modelini sunmalıdır. Global markaların genel olarak sözleşme süreleri uzun olup; her markanın belirli kritiklerinin yatırımcıya uygun olup olmadığını belirlemek ve bu konulara ilişkin önden bilgilendirme yapmak önemlidir. Yatırımcıların, marka ile sözleşme süreçlerinde akıllarında soru işareti kalmamış olması ve iki tarafın da birbirine katkı sunacağını bilmesi bu uzun süreçlerde karşılıklı başarıyı getirecektir” diye konuştu.
“Danışmanlarla ilerleyen projelerde çok daha kaliteli sonuçlar ortaya koyulabiliyor”
Danışmanlık hizmeti alınmayan projelerde karşılaşılan risklere de değinen İpekçi, projelerin fizibilite ve bütçe olmadan ilerlediğinde seçilen lokasyonun ihtiyacı olmayan yatırımlar yapılabildiğini kaydetti. Bütün bunların sonucunda, otel açılışından sonra misafir beklentileri ve memnuniyetsizliklerinin ortaya çıktığını aktaran İpekçi, “Yatırımcı tarafında ise yapılan yatırımın karşılığını alamamış olmanın mutsuzluğu yaşanıyor. Yanlış yapılan uygulamalar, otelde düzeltilemeyecek ve maliyetli, işletme açısından zorlu hatalara sebebiyet vereceği gibi, bazı fark edilen konuları düzeltmek de inşaatta zaman ve maliyet kayıplarına yol açıyor. Danışmanlarla ilerleyen projelerde ise hem efektif çözümlerle ilerleniyor hem de bütçe sınırları dahilinde ama çok daha kaliteli sonuçlar ortaya koyulabiliyor” ifadelerini kullandı.
Ürün standartları en başta belirlenmeli, doğru tedarikçilerle yola devam edilmeli
Yatırım danışmanlarının proje kapsamında çalışılacak tedarikçilerin belirlenmesi noktasında da önemli rol üstlendiğini vurgulayan İpekçi, yatırımcı ile danışmanın projenin başında ürün standartlarını belirleyerek doğru tedarikçilerle yola devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Otel danışmanları, otelin segmentine göre nerede nasıl bir ürün kullanılmasını gerektiğini bilen, hangi ürünlerin daha uzun ömürlü ve sağlıklı olduğuna hakim gruplardır. Bu sebeple, talebin belli olması durumunda, doğru tedarikçi firmalara ulaşılması çok da zor değildir” diyen İpekçi, bu konudaki riskleri ise şöyle değerlendirdi: “Otel yatırımcısı tek başına hareket ediyorsa, sektördeki farklı birçok ürün sebebi ile zihni karışmakta ve bu noktada bazen ürün kalitesinden ödün vermekte, bazen uygun fiyata ürün aldığını düşünürken olması gerekenden çok daha kısa sürede ürünlerin yenilemesi gerekmekte, bazen de gereğinden fazla yatırımın yapılması, yatırımın dönüş süresini uzatmaktadır.”
Satınalma sürecinde otel konsepti ve misafir beklentileri kritik önem taşıyor
İpekçi, satınalma sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında da şunları aktardı: “Otelin konsepti ve segmenti ile misafirin beklentileri doğru bir şekilde belirlenmelidir. Kullanılan ürünlerin birçok insana hitap etmesine, kolay kullanımlı, kaliteli ve uzun ömürlü olmasına mutlaka dikkat edilmelidir. Otelde kalış süreleri göz önüne alınarak, misafirin ihtiyaçlarına cevap verecek, ancak otel operasyonunu da yormayacak ürünler seçilmesi otel satınalım süreçlerinde kritiktir.”
Teknoloji ve yapay zeka, öne çıkan trendlerden
2025 yılını otel yatırım trendleri açısından değerlendiren İpek İpekçi, “Türkiye’nin her bölgesine güzel yatırımlar yapıldığını görüyoruz. İstanbul, Antalya, İzmir ve Ankara’ya her zamanki gibi yatırımlar devam etse de Anadolu şehirlerinde hem uluslararası zincirlerin hem de bağımsız yatırımcılara ait yatırımların arttığını gözlemliyoruz. Trend olan konseptlere baktığımızda ise, farklı birçok kitlenin taleplerine hitap edebilen, teknolojiyi iyi ama komplike olmayan şekilde kullanabilen, insanların kendini ev rahatlığında ve güvende hissedebildiği, yerine göre sağlıklı yaşam olanaklarının sunulduğu, kaynak kullanımına özen gösteren sürdürülebilir otel temaları günümüzde öne çıkan trendlerden. Yükselen diğer bir trend de yapay zekanın her alanda olduğu gibi turizm sektöründe de özellikle kişiselleştirme, pazarlama, duygu analizi gibi konularda ön plana çıkması” diye konuştu.
Yeni yatırımlarda konsept tercihlerini kullanıcı taleplerinin belirlediğini aktaran İpekçi, “Gittikçe artacağını öngördüğümüz konseptler; modüler alanların tasarımı ve oteldeki her alandan maksimum şekilde faydalanılması, özellikle otel genel mekan alanlarının bu anlayışla şekillenmesi biçimindedir. Böylelikle, misafirlerin tercih etmeleri halinde sosyalleşmesi ama aynı zamanda da istememeleri halinde “kişiselleşmiş” bir alan bulabilmesine olanak sağlamalıdır. Oteller ve restoranların bir deneyim alanına dönüşmesi, lokalize olmuş ve özgün konseptlerin sunulması değişen konsept tercihleri olarak sıralanabilecektir.”
İş otellerine ve uzun dönem konaklamaya talep artrıyor
Yatırımların artarak devam ettiğini görüyoruz, diyen İpekçi şu değerlendirmeyi yaptı:
“2024 yılında ve 2025’in ortasına kadar otel yatırımlarının artarak devam ettiğini görüyoruz. İkincil şehirlerdeki yatırımların artması, otellerin standartlarını şehirlere ve misafirlerin beklentilerine göre değiştirirken; otel yatırımcıları her ne kadar yatırımın dönüş süresi uzun olsa da otel yatırımlarına yönelmektedir. Burada gelecek nesillere güzel bir proje bırakma arzusu, prestijli bir proje ortaya koyma isteği ve ticari karlılıkların elde edilmesi en önemli etkenlerdir. Artan bu taleplerle beraber hem ülkemizde hem de global ölçekte iş otelleri ve uzun dönem konaklama talepleri artmaktadır. Aynı hızda, kıyı bölgelerinde de yatırımların özellikle zincir markalarda hız kesmeden devam ettiğini söyleyebiliriz.”
