POM Otel Danışmanlığı Yönetici Ortağı İpek İpekçi, 2026’da otel yatırımlarında stratejik planlama, sürdürülebilirlik, ESG uyumluluğu ve veri odaklı yönetim anlayışının belirleyici olacağını vurguladı.
Otel yatırımlarında uçtan uca danışmanlık hizmeti veren POM Otel Danışmanlığı ve Proje Yönetimi, 2025’in yatırım trendleri ve 2026 öngörüleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme paylaştı. Şirketin Yönetici Ortağı İpek İpekçi, turizm sektöründe sürdürülebilir, kontrollü ve stratejik yatırımların öneminin arttığına dikkat çekti.
POM, otel projelerinde planlama aşamasından başlayarak fizibilite, marka seçimi, tasarım koordinasyonu, FF&E ve OS&E satın alma danışmanlığı gibi hizmetleri tek çatı altında sunuyor. İnşaat sürecinde ise sözleşme, kalite, zaman ve bütçe yönetimiyle otelin eksiksiz ve zamanında teslim edilmesini sağlıyor.
2025 yılı değerlendirmesinde, İpekçi, artan maliyetler ve ekonomik belirsizliklerin yatırımcıları daha seçici ve temkinli davranmaya yönelttiğini ifade etti. Bu yılın, hızlı büyümeden ziyade mevcut tesislerin markalaşması ve Anadolu’daki yeni yatırımların öne çıktığı bir dönem olduğunu vurguladı.
FF&E ve OS&E süreçlerinde ise en dikkat çekici eğilimin, tasarım kalitesini koruyarak bütçe optimizasyonu sağlamak olduğunu belirtti. Yerel üreticilerle çalışmak, sürdürülebilir ve uzun ömürlü ürünleri tercih etmek, enerji verimliliği ve teknolojik çözümlere yönelmek yatırımcıların önceliği oldu.
2026 yılına ilişkin öngörülerini paylaşan İpekçi, şehir otelciliği, kültür ve gastronomi odaklı destinasyonların ön plana çıkacağını söyledi. Deneyim temelli otel konseptleri, dijitalleşme ve veri odaklı gelir yönetimi çözümlerinin sektöre yön vereceğini ifade etti.
Öte yandan, işletme maliyetlerinin artması, finansmana erişim zorlukları ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacı gibi unsurların sektörün önündeki önemli riskler olduğunu belirtti. Bu nedenle esnek iş modelleri, maliyet kontrolü ve sürdürülebilirlik odaklı stratejilerin 2026’da daha da önem kazanacağına dikkat çekti.
İpekçi ayrıca, ESG kriterlerinin artık lüks değil, yatırım kararlarının ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyledi. Uluslararası markaların enerji verimliliği, çevresel etki, şeffaf tedarik zinciri ve düşük yaşam döngüsü maliyetine sahip ürünlerle yatırım sürecine başladığını vurguladı.





