2025 ortasına kadar yapılan seyahat planlamalarında erken rezervasyonlarda %20, son dakika rezervasyonlarında ise %52’lik büyüme yaşanıyor. Mobil cihazlar üzerinden yapılan seyahat rezervasyonları %142 artış gösterirken, sosyal medyanın seyahat ilhamındaki rolü %13 yükseldi.
Seyahat sektörü, dinamik yapısı ve sürekli değişen tüketici tercihleriyle dijital pazarlamacılar için hem büyük fırsatlar sunuyor hem de önemli zorluklar ortaya çıkarıyor. Bthaber’in aktardığına göre, günümüz dijital dünyasında seyahat planlama süreçleri, kullanıcıların kişisel tercihlerine ve anlık ihtiyaçlarına göre şekilleniyor.
Bu durum, dijital pazarlamacıların genel geçer reklam stratejileri yerine, bireysel kullanıcı davranışlarını analiz eden ve bu verilere göre özelleştirilmiş reklam deneyimleri sunan çözümlere yönelmesinin önemini ortaya koyuyor.
Dijitalleşme ile birlikte seyahat satın alma süreçleri de köklü değişiklikler gösteriyor. Euromonitor’un 2024 verilerine göre, tüm seyahat rezervasyonlarının yüzde 66’sı online olarak yapılıyor ve bu oranın 2027’ye kadar yüzde 70’in üzerine çıkması bekleniyor.
ABD’li seyahat edenlerin yüzde 22’si genel yapay zeka (GenAI) araçlarını kullanıyor
Phocuswright’ın 2024 araştırmalarına göre, ABD’li seyahat edenlerin yüzde 22’si zaten genel yapay zeka (GenAI) araçlarını kullanıyor ve gelecek 12 ay içinde seyahat planlaması için GenAI araçlarını kullanmayı bekleyenlerin oranı yüzde 50’ye ulaşıyor.
Bu durum, online platformların ve mobil uygulamaların seyahat planlamasında ne kadar kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Kullanıcılar artık sadece bilgi değil, aynı zamanda görsel içerik ve akran deneyimleri arıyorlar.
Artık tüketiciler, seyahat planları yaparken kendilerini özel hissettirecek deneyimler arıyorlar
Özellikle dijitalleşmeyle birlikte kullanıcı beklentileri de değiştiğine değinen RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Artık tüketiciler, seyahat planları yaparken sadece destinasyon veya fiyat odaklı değil, aynı zamanda kendilerine özel hissettirecek deneyimler arıyorlar.
Güncel araştırmalar, tüketicilerin yüzde 72’sinin yalnızca kişiselleştirilmiş mesajlaşma ile etkileşime geçtiğini ve yüzde 63’ünün kişiselleştirmeyi bir hizmet standardı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Bu, kişiselleştirmenin artık bir lüks değil, bir zorunluluk olduğunu gösteriyor” dedi.
