Konaklamada abonelik sistemi, sabit aylık ücret karşılığında sınırsız konaklama ve esneklik vaat ediyor. Özellikle dijital göçebeler ve sık seyahat eden profesyoneller için cazip olan bu model, dünyada büyüyen bir trend haline gelirken Türkiye’de de yeni vizeler ve uzaktan çalışma sayesinde potansiyel fırsatlar sunuyor.
Ertan Çakmak’ın T24 için kaleme aldığı yazıda, son yıllarda abonelik mantığının yalnızca dizi ya da yemek platformlarında değil, otelcilik sektöründe de yükselişe geçtiği belirtiliyor. “Sınırsız konaklama” sözüyle kullanıcıları cezbetmeye başlayan bu model, tıpkı Netflix’te olduğu gibi her gece yerine aylık sabit bir ücret ödeyip dilediğiniz kadar konaklama imkânı sunuyor. CitizenM gibi markalar kendilerini “otelcilikte Netflix” olarak tanımlarken, konaklama sektöründe yeni bir dönemin kapıları aralanıyor.
Abonelik otelcilik nasıl işliyor?
Bu model, çoğunlukla aylık 200–500 dolar aralığında sabit bir ücret karşılığında sunuluyor. Üye, bu bedelle belirli otellerde sınırsız şekilde kalabiliyor. Çoğu planda kahvaltı, ortak çalışma alanı, hızlı internet gibi ek hizmetler de pakete dahil ediliyor. Böylece hem maliyet öngörülebilir hale geliyor hem de seyahat edenler her defasında fiyat araştırması yapmaktan kurtuluyor.
Modelin cazibesi, “farklı şehirlerde konaklama özgürlüğü” sağlıyor. Üye, ister tek şehirde aylarca kalabiliyor, isterse her ay farklı üç kentte konaklayabiliyor. Bazı planlarda yiyecek-içecek indirimleri, toplantı odası erişimi ve özel etkinliklere katılım da sunuluyor.
Dijital göçebeler ve uzaktan çalışmanın etkisi
Pandemi sonrası hız kazanan uzaktan çalışma trendi, abonelik otellerin yükselişinde en önemli etkenlerden biri. 2020’de ABD’de dijital göçebe sayısı yüzde 50 artarak 11 milyona ulaştı. Bu kitle için sabit ücretle esnek konaklama modeli büyük kolaylık sağlıyor. Öte yandan pandemiyle ciddi darbe alan oteller, doluluk oranlarındaki düşüşe karşı abonelik modelini garantili gelir sağlayan bir çıkış yolu olarak benimsiyor.
Fiyatlandırma ve kullanıcı grupları
Otel abonelik planları, sabit ücret karşılığında sınırsız konaklama sunarken, ekstralar ve indirimlerle de farklılaşıyor. En çok uzaktan çalışanlar, dijital göçebeler ve sık iş seyahatine çıkan profesyoneller için cazip olsa da çok seyahat etmeyen kullanıcılar için maliyet avantajı sağlamayabiliyor. Bu nedenle model, hâlâ niş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.
Dünyadan örnekler
Selina (CoLive Pass): Latin Amerika, ABD ve Avrupa’da hostelleriyle aylık abonelik ve ortak çalışma alanı sunuyor.
CitizenM (Passport + Corporate Pass): Global Passport paketiyle sabit ücret karşılığında farklı şehirlerde konaklama imkânı sağlıyor.
Zoku: Mikro-apart otel konseptiyle uzun vadeli kalışlara odaklanıyor.
Roam: Bali, Miami, Madrid gibi şehirlerde tek sözleşmeyle yaşama imkânı veriyor.
Mint House (Mint Pass): ABD merkezli kısa dönem kiralamada abonelere indirim ve esnek iptal avantajları sunuyor.
Ayrıca Inspirato, Blueground ve Outsite gibi markalar da abonelik bazlı konaklamada farklı segmentlerde hizmet veriyor.
Avantajlar ve zorluklar
Abonelik otellerin avantajları arasında maliyet öngörülebilirliği, müşteri sadakati, düzenli gelir ve topluluk hissi öne çıkıyor. Ancak modelin sürdürülebilirliği için doğru fiyatlama, kapasite yönetimi ve esnek paket tasarımı şart. Hedef kitlenin sınırlı olması ve bazı bölgelerde yeterli otel seçeneğinin bulunmaması da riskler arasında.
Türkiye’de uygulanabilir mi?
Türkiye’de 2024’te dijital göçebe vizesinin yürürlüğe girmesiyle ülkeye yabancı uzaktan çalışanların ilgisi artmaya başladı. İstanbul’dan Antalya’ya, Kapadokya’dan İzmir’e kadar geniş bir coğrafya, potansiyel abonelik otel modelleri için uygun ortam sunuyor. Ancak fiyatların yüksekliği, yerli turist profili ve doluluk dengesi nedeniyle modelin yaygınlaşması için zamana ihtiyaç var.
Yine de butik oteller, coworking alanları ve zincir oteller için bu sistem gelecekte alternatif bir iş modeli olabilir. Abonelik modeli, özellikle yazın sahil şehirlerinde, kışın ise büyük metropollerde uygulanarak Türkiye’de yeni bir trend yaratabilir.
