Sarıkamış Habitat Otel sahibi ve işletmecisi Kürşat Gemalmaz ile 2025-2026 kış sezonuna dair beklentileri, kayak turizminin yapısal sorunlarını, fiyat dengelerini ve iklim değişikliğinin etkilerini konuştuk. Gemalmaz, “kar garantisi olmadan tanıtımın etkisi sınırlı kalıyor” diyor.
Kış otellerinin doluluk beklentileri 2026 sezonu için oldukça yüksek. Sizce bu artışın temel sebepleri neler? İç pazar–dış pazar dengesi açısından nasıl bir tablo görüyorsunuz?
Aslında 2025-26 kış sezonu için beklentilerimiz çok olumlu değil. Geçen yıllara kıyasla rezervasyonlarımızda gerileme gözlemliyoruz. Bunun başlıca üç nedeni var. Birincisi, ekonomik zorluklar ve alım gücündeki gerileme. Daha önce otelimize rahatlıkla rezervasyon yaptırarak kayak tatili yapabilen beyaz yaka ve orta düzey yönetici gibi gruplar artık ekonomik olarak zorlanmaktadır. İkincisi, TL’nin aşırı değerlenmesi nedeniyle yurt dışı destinasyonları daha rekabetçi hale gelmiştir. Uçak bileti, vize gibi ek masraflara rağmen yurt dışı daha uygun fiyatlar sunabilmektedir. Üçüncüsü, planlama yapılmaksızın çok sayıda yeni kış oteli ve kayak merkezi açılmasıdır. Talep, yatak sayısı arzıyla uyumlu değildir ve bu durum doluluk oranlarını olumsuz etkilemektedir.
Türkiye’deki kayak otelleri, fiyat/performans açısından Avrupa’daki rakipleriyle karşılaştırıldığında nasıl konumlanıyor? Yerli turistin alternatif destinasyonlara kaymaması için neler yapılmalı?
Daha önce fiyat/performans açısından avantajlıydık. Ancak son yıllarda TL’nin değerlenmesi ve yerel maliyet artışları bu oranı geriye çekti. Mevcut koşullarda fiyat/performans dengesini tutturmak oteller açısından zorlaşmaktadır.
Otel yatırımlarında spa, kış bahçesi, ski pass dahil paketler gibi ek hizmetlerin talep üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Misafir beklentileri hangi yöne evriliyor?
Bu unsurlar talebi olumlu etkilemektedir. Misafirler kişiye özel hizmet, kaliteli yiyecek-içecek ve şeffaf fiyatlandırma bekliyor. Otelimiz açıldığından beri skipass dahil paket sunuyoruz. Bu durum hem maliyetlerin öngörülebilir olmasını sağlıyor hem de misafirin kendi bütçesine uygun seçeneklere yönelmesini kolaylaştırıyor.
Ulaşım, charter seferleri ve destinasyon erişilebilirliği konaklama tercihlerinde önemli bir rol oynuyor. Türkiye’deki kayak otelleri bu alanda küresel destinasyonlarla rekabette hangi noktada?
Ulaşım kış turizminin en önemli unsurlarından biridir. Ülkemizde uçak ulaşımı kritik önemdedir. Ancak havayolu şirketleri bu konuda yeterli esnekliği sağlayamıyor. Kayakçılar sabah erken veya akşam geç saatleri tercih etmesine rağmen uçuşların gün ortasına planlanması memnuniyetsizlik yaratmaktadır.
Yabancı turistleri çekmek için otellerin dijital tanıtım, sosyal medya ve uluslararası OTA platformlarındaki varlığı sizce yeterli mi? Daha etkili bir global pazarlama için neler önerirsiniz?
Yabancı turistleri çekmek için en önemli unsur kar garantisi ve ulaşım imkânlarıdır. Bunlar sağlanmadıkça tanıtımın, dijital mecraların ve sosyal medyanın etkisi sınırlı kalmaktadır.
Misafir memnuniyetinde öne çıkan kriterler açısından Türkiye’deki kayak otellerinin güçlü ve zayıf yönleri neler?
Türkiye’deki kayak otelleri hizmet kalitesi ve eğitimli personel açısından güçlüdür. Otel sayısının azlığı kaliteyi yukarı çekmektedir. Pistlere yakınlık önemli bir avantajdır. Ancak sezonun kısa olması ciddi bir handikaptır. Bir diğer sorun da kayak öğretimi ücretlerinin yüksek olmasıdır. Bir saatlik ders ücreti neredeyse bir gecelik tam pansiyon konaklama kadar pahalıdır. Bu konuda Kayak Federasyonu ve Gençlik ve Spor Bakanlığı düzenleme yapmalıdır.
İklim değişikliğinin kış turizmine etkisi göz önüne alındığında, otellerin sezonu uzatmak veya riskleri azaltmak için ne tür stratejik yatırımlar yapması gerekiyor?
İklim değişikliği en büyük risklerden biridir. 110-120 gün olan sezon son yıllarda 70-75 güne düşmüştür. Yapay karlama artık zorunluluktur. Ayrıca yaz aktiviteleri geliştirilmeli; yürüyüş, trekking, bisiklet gibi faaliyetler planlanmalıdır. Bu çalışmaların turizmciler, yerel yönetimler ve devlet birimleriyle ortak planlanması gerekir.
Önümüzdeki 5 yılda Türkiye’deki kış otelciliğinin nasıl bir dönüşüm geçireceğini öngörüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik öncelik olmalıdır. Ancak uygulamalar kağıt üzerinde kalmamalıdır. Örneğin ayrıştırılan atıkların belediye tarafından tekrar toplulaştırılması sorundur. Ayrıca bazı işletmelerde müzik çalınmasa bile MESAM gibi kurumlardan ödeme talep edilmesi haksızlık ve bürokrasi yaratmaktadır.
Güvenlik ve yangın konusunda ne gibi önlemler aldınız?
Her türlü güvenlik önlemini aldık. Geçen yılki yangınlardan sonra defalarca denetim geçirip eksikliklerimizi giderdik. İlgili kurumların onayları alınmış durumdadır.
10. Yeni otel yatırımınız var mı?
Şu anda planlanmış bir yatırımımız yok. Gökçeada’da kendi arsamız üzerine yapmayı planladığımız 120 odalı oteli, ekonomik ve pazar koşulları nedeniyle iptal ettik. Kredi kısıtları, yüksek maliyetler ve işletme belgesi için alınan yatak başı harçlar yatırımımızı fizibil olmaktan çıkardı.
