Avrupa Birliği, Schengen bölgesine girişlerde dijital takip dönemini başlatıyor. 12 Ekim’de yürürlüğe girecek Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi (EES) ile AB dışından gelen ziyaretçilerin biyometrik verileri dijital olarak kaydedilecek.
Avrupa Birliği, Schengen bölgesine yönelik sınır güvenliğini artırmak ve düzensiz göçle daha etkin mücadele etmek amacıyla, uzun süredir hazırlıkları süren Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi’ni (EES) yürürlüğe koymaya hazırlanıyor. AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, sistem 12 Ekim 2025’ten itibaren kademeli olarak uygulamaya alınacak ve altı aylık geçiş sürecinin ardından tüm sınır kapılarında zorunlu hale gelecek.
Amaç: Sınır güvenliği ve kontrol verimliliği
Yeni sistem ile Schengen bölgesine gelen AB vatandaşı olmayan ziyaretçilerin giriş-çıkış hareketleri dijital ortamda izlenecek. Pasaport bilgilerinin yanı sıra parmak izi ve yüz tanıma gibi biyometrik veriler de sisteme kaydedilecek. Bu adım, sadece geçişlerin takibini değil, aynı zamanda vize süresini aşan veya yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin tespitini de kolaylaştırmayı amaçlıyor.
AB Komisyonu açıklamasında, EES’nin uygulanmasıyla birlikte sınır yetkililerinin, taşıma şirketlerinin ve yolcuların yeni prosedürlere alışabilmeleri için sistemin ilk altı ay boyunca aşamalı olarak devreye sokulacağı belirtildi.
“EES’nin ekimde uygulamaya geçmesiyle AB, daha güvenli ve etkin bir sınır yönetim sistemi kurma yolunda önemli bir ilerleme kaydetmektedir.”
– Avrupa Birliği Komisyonu
Kimi kapsıyor?
EES, sadece AB vatandaşı olmayan kısa süreli ziyaretçileri kapsayacak. Bu da 90 güne kadar Schengen bölgesinde kalan turistler, iş seyahati yapanlar ya da aile ziyareti gerçekleştirenleri içeriyor. Sistem, AB içinde oturum izni olan üçüncü ülke vatandaşlarını veya uzun süreli öğrenci ve çalışma vizeleriyle gelenleri kapsamıyor.
Nasıl işleyecek?
Yeni sistemle, ziyaretçilerin sınır geçişlerinde manuel damga işlemi sona erecek. Bunun yerine:
- Pasaportlar taranacak,
- Parmak izleri alınacak,
- Yüz tanıma sistemi ile kimlik doğrulaması yapılacak,
- Tüm bu veriler merkezi bir veri tabanında saklanacak.
Ziyaretçilerin daha sonraki giriş-çıkışlarında sistem geçmiş verileri otomatik olarak karşılaştıracak. Bu sayede geç kalmış çıkışlar, kalış süresi ihlalleri ya da sahte kimlik kullanımı gibi durumlar anında tespit edilebilecek.
Taşıyıcılara da sorumluluk düşecek
Yeni sistemle birlikte havayolları, otobüs ve tren işletmecileri gibi taşıma şirketleri, yolcuların geçerli vize ve izin belgelerine sahip olup olmadığını kontrol etmekle yükümlü olacak. Aksi durumda, bu firmalar para cezalarıyla karşı karşıya kalabilecek.
Kişisel veri güvenliği gündemde
Uygulama henüz yürürlüğe girmeden, kişisel verilerin korunmasına ilişkin tartışmalar da gündeme gelmiş durumda. İnsan hakları örgütleri ve dijital özgürlük savunucuları, biyometrik veri toplamanın gizlilik riskleri barındırdığı uyarısında bulunuyor. Avrupa Komisyonu ise sistemin GDPR (Genel Veri Koruma Tüzüğü) ilkelerine uygun olarak çalışacağını ve verilerin yalnızca yetkili sınır güvenliği personeli tarafından erişilebilir olacağını belirtiyor.
Analiz: Avrupa, sınırlarını sıkılaştırıyor
Bu sistem, yalnızca teknolojik bir geçiş değil; aynı zamanda AB’nin göç politikalarında yeni bir dönem anlamına geliyor. Brexit sonrası Avrupa’nın iç sınırlarında tekrar kontrollere yönelmesi, Akdeniz üzerinden gelen düzensiz göçün artması ve siyasi istikrar arayışı, dijital sistemlerin bu süreçte temel araçlar haline gelmesine neden oldu.