Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Prof.Dr. Esfender KORKMAZ, dünkü köşe yazısında Türk turizmini ele aldı. Korkmaz, “Turizme altın yumurtlayan tavuk derdik. Şimdi bu tavuğu el birliği ile boğazlıyoruz” dedi.
Prof.Dr. Esfender Korkmaz’ın yazısı şöyle;
Türkler artık tatillerde Yunan adalarını tercih ediyor. Gümrüklerde uzun kuyruklar oluşuyor.
Kurların arttığı ve TL’nin değer kaybettiği 2021 ve 2022 yıllarında, Bulgarlar alışverişlerini Edirne’de kurulan pazardan yaparlardı. Şimdi geçen sene 100 liralık mal bu sene 200 liraya çıkmış diyorlar ve bu nedenle gelenler azaldı.
Tek neden hizmet sektörde hizmet maliyetlerinin ve fiyatların artmasıdır. Hizmet üretici fiyat endeksinin açıklandığı en son ay olan Mayıs ayında yıllık Hizmet -ÜFE yüzde 84,6 oldu. Oysaki aynı ayda yurt içi -ÜFE yüzde 57,68’dir.
Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) kapsamına Ulaştırma ve Depolama Hizmetleri, Konaklama ve Yiyecek Hizmetleri, Bilgi ve İletişim Hizmetleri, Gayrimenkul Hizmetleri, Mesleki, Bilimsel ve Teknik Hizmetler, İdari ve Destek Hizmetler giriyor.
Ulaştırma ve depolama hizmetlerinde, Gayrimenkul hizmetlerinde, Konaklama ve yiyecek hizmetlerinde, yurt dışı girdi oranı düşüktür. Yaşadığımız kur şokları, imalat sanayii gibi ithal girdi payının yüksek olduğu sektörlerde, üretim maliyetlerini hizmet sektöründen daha çok artırdı.
Ekim 2020’de 7,9035 TL olan dolar, Mart 2023’te yüzde 240 oranında arttı ve 19.0161 TL oldu.
Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi, kur artışları nedeni ile Yİ-ÜFE’ Kasım 2020’den sonra Hizmet ÜFE‘nin üstünde seyretmiş. Kurlar enflasyonun altında kalınca, tekrar Şubat 2023 ‘ten sonra bu defa Hizmet ÜFE’nin yeniden altına düşmüş.
Öte yandan Hizmet sektöründe önemli yeri olan otel sahipleri; maliyet artışlarının bir kısmının, turizmde vasıflı işgücü arzının yetersiz olmasına ve bu nedenle ücretleri TÜFE’nin üstünde tutmak zorunda kaldıklarına bağlıyor. Toplam maliyetler içinde ücretlerin payının da yüksek olduğunu belirtiyorlar.
Ayrıca gıda fiyatlarındaki artışın yüzde 100 dolayında olduğunu, TÜİK’in TÜFE’yi ve gıda fiyatlarını düşük gösterdiğini belirtiyorlar.
Turizme tahsis edilen alanlar için devletin aldığı alınan irtifak haklarında da artış oldu. Milli emlak sanki müteşebbis bu alanlara hiç yatırım yapmamış gibi güncel değerleme yaptı. İrtifak hakları artırıldı.
Dahası 2013’te çıkarılan bir kararname ile denizlerden de kara kadar irtifak hakkı alınmaya başlandı. O kadar ki; bazı turizm yatırımlarında irtifak hakkı ve cirodan pay, toplam cironun yüzde 30’unu buluyor. Bu nedenle tesisler de birim satış fiyatlarını artırmak zorunda kalıyor.
Yine yüksek maliyet artışı ve kurların TÜFE’nin altında kalması nedeni ile işletmeler birim satışlarında döviz cinsinden de artış yaptılar.
Şimdi, yabancı da fiyatları yüksek bulmaya başladı. Bu sene, otellerde doluluk oranı düşük, ege bölgesinde yüzde 40, Antalya Belek’te yüzde 70 dolayındadır.
Bu gidişle, 2020’de 50 milyar dolar, 2023’te 56 milyar dolar olan turizm gelirimiz bu sene 50 milyar doların altına düşecektir.
Turizme altın yumurtlayan tavuk derdik. Şimdi bu tavuğu el birliği ile boğazlıyoruz.