Uludağ Kayak Merkezi’nde faaliyet gösteren Beceren Otel’in Kurumsal İletişim Sorumlusu Oğuz Sönmez ile Türkiye’nin kış turizmi altyapısını, Uludağ’ın performansını, ziyaretçi beklentilerini ve dört mevsim destinasyon vizyonunu konuştuk. Sönmez, “suni karlama yatırımı artık ilk sırada yer almalı” diyor.
Türkiye’deki kayak merkezlerinin mevcut altyapısını, Avrupa ve dünya standartlarıyla kıyasladığınızda en güçlü ve en geliştirilmesi gereken yönler neler?
Türkiye’deki kayak merkezlerinin en güçlü yanı; geniş bir coğrafyada, farklı zorluk seviyelerinde pist alternatifleri sunması ve büyük şehirlere yakın destinasyonlarla ulaşım kolaylığı sağlamasıdır. Bununla birlikte, iklim değişikliği nedeniyle suni karlama altyapısının güncellenmesi ve kapasitesinin artırılması artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Ayrıca konaklama çeşitliliğinin ve toplam yatak kapasitesinin artırılması, uluslararası rekabet gücümüzü yükseltecektir.
Geçtiğimiz sezon yaşanan kar yetersizliği sonrası birçok destinasyon suni karlama sistemlerine yöneldi. Sizce Türkiye’de suni karlama yatırımlarının yaygınlaşması zorunlu bir hale geldi mi? Dünyadaki örneklerle kıyaslar mısınız?
Tam anlamıyla zorunluluk diyemeyiz, ancak artık yatırım önceliği listesinin en üst sırasına yükseldiğini söylemek mümkün. Avusturya ve çevre ülkeler bu konuda çok başarılı örnekler sunuyor. Modern suni karlama sistemleri sayesinde hem sezon sürelerini uzatıyor hem de pist kalitesini standardize edebiliyorlar. Türkiye’nin de rekabette geri kalmaması için bu alana güçlü bir yatırım yapması gerekiyor.
2025–2026 sezonunda hangi pazarlardan talep bekliyorsunuz? Kayak merkezleri ilgiyi artırmak için nasıl bir tanıtım stratejisi izlemeli?
Uludağ, son yıllarda özellikle Avrupa’nın doğusu, Ukrayna ve Rusya pazarlarından yoğun talep alıyor. Bu sezon da benzer bir ziyaretçi profili bekliyoruz. İç pazarda ise her yıl artan bir ivmeyle hem kayakçı hem de günübirlik ziyaretçi sayısı yükseliyor. Tanıtımda dijital odaklı, deneyimi öne çıkaran, pist kalitesi ve kolay ulaşım avantajlarını vurgulayan bir iletişim stratejisi etkili olacaktır.
Kayak merkezlerinde güvenlik, mekanik tesis bakımı ve pist kalitesi gibi alanlarda Türkiye’nin mevcut performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünya liginde neredeyiz?
Türkiye mekanik tesis yatırımlarında Avrupa ile paralel ilerliyor. Tesislerin bakımı, yenilenmesi ve güvenlik standartları uluslararası normlara uygun şekilde gerçekleştiriliyor. Pist güvenliği, acil durum ekipleri ve teknik kontroller her sezon düzenli olarak yenileniyor. Dolayısıyla dünya standartlarını yakalayan bir seviyede olduğumuzu söyleyebilirim.
Charter uçuşlar, bölgesel havalimanları ve ulaşım kolaylığı, destinasyon seçimini küresel ölçekte nasıl etkiliyor? Türkiye’nin bu konuda avantajları ve eksikleri neler?
Ulaşım kolaylığı, özellikle uluslararası turist için destinasyon seçiminde belirleyici bir faktör. Türkiye, büyük şehirlere yakın kayak merkezleriyle önemli bir avantaja sahip. Ancak bazı bölgelerde charter uçuş sayısı ve kış aylarına özel uçuş planlamaları artırılırsa, merkezlerin erişilebilirliği daha da güçlenir. Bölgesel havalimanlarının kış standartlarına uygun kapasiteyle çalışması da önemli bir geliştirme alanı.
Kayak merkezleri sadece kış değil, dört mevsim turizm destinasyonuna dönüşmek için hangi yatırımlara ihtiyaç duyuyor? Dünyadaki başarılı örneklerle karşılaştırabilir misiniz?
Yalnızca kışa bağımlı olmayan bir yapı kurmak için yaz sporlarını ve outdoor aktivitelerini destekleyen yatırımlar büyük önem taşıyor. Yürüyüş ve bisiklet parkurları, futbol-basketbol sahaları, kamp alanları ve doğa etkinlikleri destinasyonun 12 ay boyunca canlı kalmasını sağlar. Avusturya ve çevre ülkeler, 365 gün açık kalan tesisleriyle bu konuda çok başarılı örnekler sunuyor.
Ziyaretçilerin beklentilerinde son yıllarda nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz? Türkiye’deki kayak merkezleri, yeni nesil turistin deneyim odaklı tatil anlayışına uyum sağlayabiliyor mu?
Ziyaretçiler artık yalnızca kayak yapmak değil, bütünsel bir deneyim yaşamak istiyor. Konforlu konaklama, kaliteli yeme-içme seçenekleri, fotoğraf noktaları, sosyal medya dostu atmosfer, etkinlikler ve güvenli pistler öncelik haline geldi. Türkiye’deki merkezler bu beklentiye uyum sağlamak için hizmet kalitesini sürekli geliştiriyor ve daha deneyim odaklı bir yapı kuruyor.
Türkiye’nin kış turizmi potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için merkezi yönetim ve yerel yönetimler düzeyinde hangi politikaların uygulanması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Merkezi ve yerel yönetimlerin koordineli olarak; suni karlama, ulaşım, çevre düzenlemesi, konaklama yatırımları ve destinasyon markalaşmasına yönelik destekler sağlaması gerekiyor. Ayrıca sürdürülebilir turizm politikalarının güçlendirilmesi ve uluslararası tanıtım kampanyalarının artırılması Türkiye’nin kış turizmi potansiyelini önemli ölçüde yukarı taşıyacaktır.
Güvenlik, yangın vb. konularda ne gibi önlemler aldınız?
Tesislerde düzenli olarak yangın tatbikatları yapılıyor, tüm ekipmanlar sezon öncesi kontrol ediliyor ve profesyonel bir acil durum ekibi 7/24 görev yapıyor. Pistlerde sağlık ve güvenlik ekipleri hazır bulunuyor, mekanik tesislerde uluslararası standartlarda bakımlar eksiksiz uygulanıyor.
Kayak merkezinizde geçtiğimiz yıl ağırlanan misafir sayısı ne kadardı?
Geçtiğimiz yıl Uludağ Kayak Merkezi’nde 2 milyonun üzerinde ziyaretçi ağırladık. Bu sayı, hem iç hem de dış pazardan gelen yoğun ilginin, hem de Uludağ’ın Türkiye’nin en güçlü kış destinasyonlarından biri olduğunun önemli bir göstergesi.
Kayak merkezinizde kaç tesis var? Yeni tesisler söz konusu mu?
Merkezimizde toplam 24 mekanik tesis bulunuyor. Bunlara ek olarak, ziyaretçi kapasitesini artırmak ve özellikle başlangıç seviyesindeki kayakçılara daha konforlu bir deneyim sunmak amacıyla 1 adet yürüyen bant sistemi de bu sezon hizmete alınacak.
