Her yıl 14 Kasım’da kutlanan Uluslararası UNESCO Kültür Varlığı Kaçakçılığıyla Mücadele Günü, kültürel mirasın çalınması, yağmalanması ve yasa dışı yollarla ticaretinin dünyada nasıl yaygın bir sorun olduğunu vurguluyor. Bu suç, toplumların kimliğini, kültürünü ve tarihini ellerinden alırken, bize de hep birlikte bu suça karşı koymamız gerektiğini hatırlatıyor.
UNESCO, 2019’da gerçekleştirdiği 40. Genel Konferansı’nda, 14 Kasım’ı Kültür Varlığı Kaçakçılığıyla Mücadele Günü olarak ilan etti. Bu özel gün, kültürel miras kaçakçılığına dikkat çekmeyi, bu suça karşı alınacak önlemleri vurgulamayı ve 1970 tarihli Kültür Varlıklarının Yasadışı İthal, İhracat ve Mülkiyet Devrinin Engellenmesi ve Önlenmesi Sözleşmesi doğrultusunda uluslararası iş birliğinin önemine dikkat çekmeyi amaçlıyor. 2020 yılında 50. yılını kutlayan bu sözleşme, kültür varlıklarının çalınmasını önlemeye ve çalınmış eserlerin iadesine yönelik bir çerçeve sunuyor.
Bu uluslararası günde, kültür varlıklarının yasadışı kaçakçılığının farkında olmalıyız. Çünkü bu küresel soruna karşı hepimizin—hükümetlerin, uluslararası kuruluşların, uzmanların, müze ve sanat profesyonellerinin, finans ve hukuk sektörlerinin, kolluk kuvvetlerinin, dijital platformların ve sivil toplumun—güçlü bir ortak duruş sergilemesi gerekiyor.
Türkiye kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelede uzun yıllardır büyük çaba sarf ediyor. Son zamanlarda bu çabaların Kültür ve Turizm Bakanlığı altında hizmet veren birimin daire başkanlığı haline getirilmesi, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı gibi kurumların konuya gösterdikleri artan ilgisi sayesinde bu suçla mücadelenin bir devlet politikası haline geldiğini görüyoruz.
Yurtdışından iadesi sağlanan kültür varlıklarımız bu mücadelenin üç sac ayağından birini oluşturuyor. Bu bağlamda son 20 yılda 12164 eserimizin iadesi sağlandı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı bu çabanın çok taraflı devam etmesinin önemini vurguluyor. Yurtiçi çalışmalarında kolluk ve müzeler arasında çok yakın bir işbirliği bu yolla yapılan operasyonlar engellenen kaçak kazılar ve ele geçirilen eserler her geçen gün artan bir grafik gösteriyor. Türkiye eğitim ve farkındalık çalışmaları açısından ise dünyada emsalsiz bir yer teşkil ediyor. Okul çağındaki çocuklarımız için tasarlanan kültür koruyucuları eğitiminden, köylerde halkımızla buluşmaya, kamu spotlarından, öğretmenlerimiz için hazırlanmış web siteleri, kaçakçılığa ve korumacılığa dikkat çeken çocuk kitaplarından çizgi romanlara büyük bir iş gücü yatırımı yapıyor Kültür ve Turizm Bakanlığı bu alanda.
Bakanlık, Kültür Yolu Festivalleri bünyesinde 7 ayrı şehirde gerçekleştirilen KAÇIŞ YOK sergi serisiyle de kamuoyunun dikkatini çekmeyi ve desteğini sağlamayı hedefliyor. Türkiye’nin dört bir yanında bulunan müzelerde de 14 Kasım’a özel söyleşi ve konferanslar düzenleniyor, şehir ekranları ve billboardlara afişler ile donatılıyor. (Kültür ve Turizm Bakanlığı)