Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, İran-İsrail savaşının bölgesel turizm hareketliliğini olumsuz etkilediğini, ancak Türk turizmini bekleyen esas tehlikenin yeni otel yatırımlarıyla birlikte yatak kapasitesinin aşırı artması olduğunu söyledi.
ATSO’nun Haziran ayı meclis toplantısında konuşan Hacısüleyman, “İran-İsrail arasındaki gerilim 12 Gün Savaşları olarak anılmaya başlandı. Bu süreçte küresel ekonomide dalgalanmalar yaşandı, petrol fiyatları 62 dolardan 79 dolara çıktı. Savaş, sadece iş dünyasını değil, turizm hareketlerini de doğrudan etkiledi. Orta Doğu’ya yapılacak seyahatler erteleniyor veya iptal ediliyor. Bu da Türkiye’yi dolaylı olarak etkiliyor” dedi.
“Asıl Sorun: Gelirin Düşmesi, Yatak Sayısının Artması”
Ancak Hacısüleyman’a göre, Türkiye turizmini bekleyen asıl risk jeopolitik gerginliklerden çok sektördeki yapısal dengesizlikler. “Geçen yıl gelen turist sayısıyla bu yılki rakamlar neredeyse eşit. Sorun turist sayısında değil. Sorun, aynı turist sayısına rağmen açılan yeni otellerle birlikte yatak sayısının artması ve bunun sonucunda birim başına düşen turist gelirinin azalmasıdır” ifadelerini kullandı.
Hacısüleyman, hizmet sunan işletme sayısı arttıkça rekabetin keskinleştiğini ve işletmelerin aynı sayıda turisti daha düşük fiyatlarla çekmeye çalıştığını söyledi.
Yurt Dışına Tatil İçin Gidenler Artıyor, İş Amaçlı Seyahat Azalıyor
Toplantıda TÜİK verilerine de değinen ATSO Başkanı, 2012 yılında yurt dışına çıkan Türk vatandaşlarının yüzde 30’unun tatil amaçlı seyahat ettiğini, bu oranın 2024’te yüzde 48’e yükseldiğini belirtti. Öte yandan iş amaçlı seyahatlerin oranı 2012’de yüzde 29 iken, 2024’te yüzde 16’ya; 2025’in ilk çeyreğinde ise yüzde 13,8’e geriledi.
Bu tabloyu değerlendiren Hacısüleyman, “Dijital toplantıların yaygınlaşması ya da vize sıkıntıları etkili olabilir. Ancak tatil için de vize gerekiyor. Demek ki iş dünyamız yurt dışına çıkmakta artık daha isteksiz” yorumunu yaptı.
“Turizmde Nicelik Değil Nitelik Öne Çıkmalı”
Sektördeki yatırım heyecanına rağmen Hacısüleyman, sürdürülebilirliğe dikkat çekerek uyarıda bulundu: “Turist sayısı artmadan yatırım ve kapasitenin sürekli büyümesi, işletmelerin gelirlerini azaltıyor. Bu durum uzun vadede hizmet kalitesini de etkiler. Turizmde sayılar kadar, kişi başına düşen harcama ve gelir de önemlidir.”