Türkiye’nin farklı bölgelerinde, en özel lokasyonlardaki ve farklı kategorilerdeki evleriyle Sunset Houses, tatil konseptini “sürdürülebilirlik” ile birleştiriyor. Bulunduğu bölgenin ruhunu yansıtan, doğaya saygılı ve keyifli tatilin adresi olmak üzere dönüştürülen evler, hem tatilcilere “evlerinde” hissettiriyor hem de ev sahiplerinin boş kalan evlerinin sürekli bakımlı olmasını sağlıyor. Sunset Houses Kurucusu Burçak Başpınar, Sunset’in tatil evleri konseptini anlattı.

Sunset Houses konsepti hakkında genel bilgi alabilir miyiz?
Sunset Houses Türkiye’nin en özel noktalarında, özenle seçilmiş ve hazırlanmış tatil evleri markasıdır. Evlerimiz bulundukları bölgenin ruhunu ve doğasını misafirlerine hissettirecek şekilde hazırlanır. İsmiyle müsemmadır, evlerimizin bahçesinden gün batımı izlenebilir.
Sunset Houses fikri nasıl ortaya çıktı, bu yolculuğa çıkarken neleri hedeflediniz?
2019’da Bozcaada’da başladı. Bakımsız ve atıl vaziyetteki iki tane taş evi, doğaya saygılı, keyif veren tatil evlerine dönüştürmemizle “Sunset Houses” fikri ortaya çıktı.
En büyük hedeflerimizden biri, misafirlerimizin herhangi bir Sunset Houses evinde konaklarken kendini “oralı gibi hissetme”sini, “orda bir evi” varmış gibi hissetmesini sağlamak.
Örneğin; misafirlerimiz evlerimize kendi kendine giriş yaparlar, tabiri caizse biz görünmez oluruz. İhtiyaçları olabilecek tüm bilgiler hem evlerdeki kitapçıklarda hem de onlara gönderilen mesajlarda mevcuttur. Bölge tavsiyelerimiz, aktivite ve yeme-içme önerilerimiz de web sitemizde ve kitapçıklarda onlara sunulur. Ve tabii ki bir sorun, ihtiyaç anında 7/24 bize ulaşabilirler.

Şu an hangi lokasyonlarda Sunset Houses evleriyle karşılaşıyoruz?
Bozcaada, Antalya, Geyikbayırı, Kaş, Patara, Datça ve Bodrum’da Sunset Houses evleri yer alıyor.
Evleriniz arasına yeni lokasyonlar, yeni konseptler de katılacak mı?
Evlerimizin sayısı arttıkça onları island houses, farm houses, village houses, mountain houses, beach houses, city houses olarak kategorilendirdik.
Sunset Houses olarak yapmayı en çok sevdiğimiz şeylerden biri konumu, manzarası, doğası eşsiz ama boş duran, eskiyen evleri yeniden hayata döndürüp insanların unutulmaz deneyimler ve anılar yaşayacağı tatil evlerine dönüştürmek. Evlere koyduğumuz misafir not defterlerine en çok yazılan cümle “bu evde o kadar keyifli zaman geçirdik ki…” oluyor. Boş duran bir evi buna dönüştürmek bizim için çok büyük bir mutluluk.
Madalyonun diğer yüzünde ise boş duran evlerin sahipleri için bu ciddi bir gelir kaynağı ve mütemadiyen bakımlı, yaşayan bir ev demek…
Dolayısıyla evet, yeni lokasyonlarda yeni evlerimizin olmasını istiyoruz.

Sunset Houses olarak 2025’e yönelik hedeflerinizi sizden dinleyebilir miyiz?
Tatil çok uzun zamandan beri “tüketim” sözcüğüyle el ele tutuşup ilerledi. Her şey dahil imkanlar, sınırsız yeme-içme, dev boyuttaki havuzlar vs…
Sanırım artık tatil ve aşırı tüketim birlikteliğinin güncellemeye ihtiyacı var. Dünya her anlamda bu aşırı tüketimi kaldırabilecek kondisyonda değil, söz konusu “tatil” bile olsa…
Biz de Sunset Houses olarak ilk günden beri evlerin bulunduğu coğrafya ve doğayla uyumlu tasarımlar ve tüm yenileme ve dönüştürme süreçlerinde, yerel topluluklara ve tarihi dokulara saygılı bir yaklaşım benimsiyoruz. “Sürdürülebilirlik ve ileri dönüşüm” bizim çalışma prensiplerimizin temelini oluşturuyor.
Örneğin; sırf daha hoş gözükecek ve müşteri öyle istiyor diye bahçelerimizi çimlerle kaplamıyoruz. Evlerimizin bulunduğu coğrafyalarda bahçeyi çim yapmak korkunç bir su israfı demek çünkü! Onun yerine bölgenin kendi bitki örtüsüne uygun bitki ve ağaçları tercih ediyoruz: Lavanta, biberiye, begonvil vs.
Ya da bir eşyayı eskidi diye hemen atmıyoruz. Bazen bir sandalye, sempatik bir sehpaya dönüşüp yeniden kullanıma geçebiliyor.
Bu bakış açımızla, 2025 yılı hedeflerimizin başında sürdürülebilirlik bakımından “neleri daha iyi yapabiliriz”e odaklanmak var.
2023 senesinde #temiztatil oluşumu kurup tüm yaz boyunca adadaki bütün koylardan çöp toplamıştık. Misafirlerimizden de katılan olmuştu, amaç farkındalık yaratmak ve ülke geneline yaymak. Ne yazık ki hala denize girip piknik yaptığı yani keyif aldığı yere çöpünü bırakıp giden bir halkız. Bu sene de #temiztatil’i büyütmeyi ve yaymayı hedefliyoruz.

Genel olarak 2025 turizminden beklentilerinizi dinleyebilir miyiz?
Yukarıda da söylediğim gibi dünya artık bu aşırı tüketimi turizm için bile olsa kaldırabilecek durumda değil…
Turizmciler bu sebeple midir yoksa piyasaya yeni bir pazar daha eklemek için midir -karar sizin- insanların tatil alışkanlıklarını da değiştirmeye yönelik adımlar atıyor.
Yeni tatil trendleri daha deneyimsel ve kültürel keşifler üzerine kuruluyor. Gastronomik keşifler, farklı temaları olan kamplar, doğaya kaçışlar gibi başlıklarla el ele tutuşmuş bir turizm akımı revaçta. Keza yerli turistin yurtdışı, kapıda vizeli Yunan adaları tercihleri de yeni trendlerin peşinde gitme arzusuyla alakalı. Yabancı turist için de Türkiye artık deniz, kum, güneş üçlüsünün en ucuz adresi değil… Tüm bu sebeplerden ötürü 2025 yılı turizm sezonu biraz kaotik ve son anda rezervasyonlu geçecek gibi gözüküyor…

Eklemek istedikleriniz?
Hepimizin en heyecan duyarak beklediği şeylerden biri kuşkusuz ki tatildir. Tatilde kimi müze gezmeyi, kimi kitap okumayı, kimi öylece durmayı, kimi doğada olmayı tercih edebilir.
İşim gereği uzunca bir süredir “gezen” insanları gözlemliyorum. Günümüz insanlarının bir kısmı tabiri caizse “başı kesik tavuk” gibi seyahat ediyor. Sosyal medyadan alınan dozla gidilecek yere karar verilmiş ve gerisi de zaten fotoğraf çıksın yeter gibi.
Hal böyle olunca aslında doğada kamp yapmaya dair herhangi bir kültürü, zevki, eğitimi belki esasında öyle bir isteği bile olmayan insanlar doğada kampa gidebiliyor. Sonrasında gelen birtakım olumsuzluklar zinciri cabası oluyor. Ateş yakmayı bilmediği için yangın çıkabiliyor, yanlış yere çadır kurduğu için başına iş gelebiliyor, çöpünü olduğu gibi doğada bırakabiliyor, yanlış yerde fotoğraf çekmeye çalıştığı için kendine zarar verebiliyor…
Ben tüm bu tabloyu hem doğa hem de kişinin kendisi için bir israf olarak değerlendiriyorum. Keşke gerçekten tatilde ne istediğine ve neyin ona göre olduğuna dair doğru karar verebilseydi diye düşünüyorum…
Gerçek lüks ne istediğine ve neden keyif aldığına karar verip bu doğrultuda adım atıp bundan da gerçekten keyif alabilmektir bana kalırsa.
İnsanların elindeki belki de en büyük ve en keyifli özgürlük alanı, seyahat etmek, tatilde olmaktır. Bu keyfin bilincini kaybetmememizi temenni ediyorum.