Perşembe, Temmuz 10, 2025
Ana SayfaHaberlerKültepe’nin Tarihi 8 Bin Yıla Uzanıyor: Anadolu’nun Hafızası Gün Yüzüne Çıkıyor

Kültepe’nin Tarihi 8 Bin Yıla Uzanıyor: Anadolu’nun Hafızası Gün Yüzüne Çıkıyor

Kayseri’de bulunan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü’nde süren kazılarda, Anadolu’da yazının ve organize ticaretin başlangıç noktası kabul edilen bu önemli yerleşimin tarihinin 8 bin yıl öncesine kadar uzanabileceği belirlendi. Bilim insanları, bulunan her tabakanın yalnızca Anadolu’nun değil, dünya tarihinin de karanlıkta kalmış sayfalarını aydınlattığını vurguluyor.

Anadolu topraklarının en eski uygarlık merkezlerinden biri olan Kayseri’deki Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü, yürütülen arkeolojik kazılarla insanlık tarihine ışık tutmaya devam ediyor. 1948 yılında Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından başlatılan kazılar, bugün Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında sürdürülüyor.

Kazı çalışmalarında bugüne kadar çoğu Asurlu tüccarlara ait olan ve ticaret ile gündelik yaşamı belgeleyen yaklaşık 23 bin 500 çivi yazılı tablet bulundu. Bu tabletler, Anadolu’da yazının ilk kez kullanıldığı dönem hakkında eşsiz bilgiler sunuyor.

Kazıların Yüzde 5’i Bile Tamamlanmadı

78 yıldır sürdürülen kazılarda şimdiye dek sit alanının yalnızca yüzde 5’lik bölümü araştırılabildi. Prof. Dr. Kulakoğlu, “Kültepe, arkeolojik açıdan bir hazine sandığı gibi. Her tabaka, her yapı, her obje yeni bir bilgiye, yeni bir keşfe açılan kapı niteliğinde. Bu nedenle Kültepe, daha yüzlerce yıl kazılsa da bitmeyecek derinlikte bir geçmişe sahip,” diyerek bölgenin arkeolojik potansiyeline dikkat çekiyor.

Toz ve Toprak Bile Tarih Konuşuyor

Günümüzde arkeolojik kazılar yalnızca görsel ya da fiziksel eserlerle sınırlı değil. Prof. Dr. Kulakoğlu, “Artık sadece çanak çömlek değil; toprak, toz, bitki kalıntısı, hatta mikroskobik izler bile araştırma konusu. Bu sayede dönemin bitki örtüsü, hayvan türleri, iklim yapısı ve hatta insanların geçirdiği hastalıklar bile analiz edilebiliyor,” dedi.

Kerpiç evlerin tümüyle kazıldığını belirten Kulakoğlu, bu yapılar içindeki objelerin üretim yerlerinin, hammaddelerinin ve işlevlerinin de bilimsel yöntemlerle araştırıldığını söyledi.

Mahkeme Kararları Tabletlere Geçmiş

Kültepe’de bulunan tabletlerin çoğunun, ev sahipleri tarafından yazılan belgeler ya da kendilerine gönderilen mektuplar olduğunu aktaran Kulakoğlu, tabletlerde mahkeme kararları gibi hukuki içeriklerin de bulunduğunu vurguladı:

“Örneğin bir miras davasında, evdeki tüm eşyalar —kaplar, ziynet eşyaları, altın ve gümüş— tek tek listelenmiş ve tablete işlenmiş. Biz de şimdi bu yazılı belgelerin arkeolojik gerçeklikle örtüşüp örtüşmediğini araştırıyoruz. Yazılı kültür ile maddi kültür arasında birebir bağlantı kurmayı hedefliyoruz.”

Asurlulardan Önce de Yaşam Vardı

Kültepe yalnızca Asur kolonileri dönemine değil, daha öncesine de ışık tutuyor. Kulakoğlu, Asurlu tüccarlar Anadolu’ya gelmeden önce de bölgenin büyük bir yaşam alanı olduğunu belirtti:

“Asurlular öncesinde Kültepe nasıldı? Halk nasıl yaşıyordu, nasıl evlerde oturuyordu, ne yiyip ne içiyordu? Bu sorulara cevap arıyoruz. Günümüzdeki gelişmiş analiz teknikleri sayesinde, mikron düzeyindeki bulguları dahi inceleyebiliyor; en küçük kalıntılardan büyük sonuçlar çıkarabiliyoruz.”

Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi kapsamında destekleniyor.

Tarih 8 Bin Yıla Dayanıyor Olabilir

Bugüne dek ulaşılan en eski tabakanın Kalkolitik Çağ‘a, yani yaklaşık 6 bin 500 yıl öncesine ait olduğunu belirten Kulakoğlu, “Kazılar derinleştikçe bu tarihi 7 bin, hatta 8 bin yıl öncesine kadar götürmemek için hiçbir neden yok. Ancak daha erken dönem tabakalarında çok daha hassas, sabırlı ve detaylı bir çalışma gerekiyor,” dedi.

Kültepe, Yalnızca Anadolu’nun Değil, Dünyanın da Hafızası

Kültepe’deki bulguların sadece Anadolu tarihini değil, tüm Yakın Doğu coğrafyasını etkilediğini belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, şu sözlerle çalışmanın küresel boyutuna dikkat çekti:

“Kültepe kazılarında Mezopotamya’da ya da Suriye’de dahi bulunmayan bilgiler elde ediyoruz. Burası sadece Anadolu’nun değil, dünya tarihinin de anahtarı. Tüm tabakalarıyla, yazılı belgeleriyle, arkeolojik mirasıyla insanlığın hafızasını temsil ediyor.”

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Güncel Haberler