Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, Turizm Yatırım Forumu’nun 26 – 27 Kasım’da düzenleneceğini söyledi. Narin, “Turizm Yatırım Forumu’nda amacımız, dünya turizm yatırımcılarını ülkemize çekmektir” dedi.
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, ITF (İstanbul Turizm Fuarı) açılışı sonrasında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Narin, turizm sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Turizm Yatırım Forumu’nun 26 – 27 Kasım’da düzenleneceğini aktaran Narin, “Turizm Yatırım Forumu’nda güzel çalışmalar olacak. Forumda yine 2033’ü, 2029’u konuşacağız, OVP’yi konuşacağız. Amacımız, dünya turizm yatırımcılarını ülkemize çekmek. Şu an faiz politikalarından dolayı yatırım ortamı uygun değil ama 2025-2026’da uygun olacak, buna hazırlanıyoruz. Uluslararası yatırımcıları Türkiye’de yatırım yapmaya davet etmek istiyoruz. Büyük ilgi var, uluslararası zincir markalar gelmek istiyor. Bu önemli ve bizim markalarımızın da ayağa kalkması lazım. Çünkü biz turizm hamlesini kendi markalarımızla yaptık. Yunanistan’da da Mısır’da da Arap Yarımadası’nda da Türk markaları olmalı. Fiyatlar da bu şekilde yukarı çıkacak. Forumda ayrıca çevre konusunu da işleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Sanayi ve diğer endüstrilerin büyümesi lazım”
Turizm sektörünün bugünkü en önemli problemlerine değinen Oya Narin, “En büyük konu insan kaynağımızı kaybediyor olmamız. Bu çok büyük bir sıkıntı. 2019’dan beri istikrarlı bir iş ortamı sunamıyoruz. 12 aylık iş alanı veremediğimiz için insan kaynağı yurt dışına kaçıyor. Yapılan ürünler çok nitelikli; 25 bin tesisimiz, 2 milyon yatağımız var. Bunlara bakarsanız şüphesiz nitelikli ama her mahallede olduğu gibi içeride sorunlar olabilir. Hepsi kabulümüz, yeter ki istihdam yaratsın. Çünkü bu ülkenin üretime ihtiyacı var, üretken olmaya ihtiyacı var. Sadece inşaat sektörüyle büyüyemez ülkemiz; sanayi ve diğer endüstrilerin büyümesi lazım. Turizm sektörü artık birinci sıraya yerleşiyor” ifadelerini kullandı.
“Yapmamız gereken bakanlık, belediye, özel sektör iş bölümüdür”
İnsan kaynağı açısından yeni bir modele ihtiyaç olduğunun altını çizen Oya Narin şunları söyledi: “Ücretlerin bizim toplam giderlerimizin içindeki payı yüzde 40’tır. Bunun üzerinde sektör bu olmadığı zaman sistem kar edemez. Hiçbir otelci ve sanayici işçisiyle karşı karşıya kalıp bir politika güdemez. Çünkü onun çalışanı misafirle yüz yüzedir, orada düşük ücret politikası diye bir şey yok. Kimse asgari ücret vermiyor, onun üstünde veriyor. Ne kadar verirseniz verin memnun edemezsiniz çünkü birikim sağlayamıyor öyle olunca biraz oraya gidiyor biraz buraya gidiyor. Bizim yapmamız gereken bakanlık, belediye, özel sektör iş bölümüdür. Arap yarımadası ve Mısır bizim insan kaynağımıza göz dikmiş durumdalar.”
“Hedefleri tutturacak modele ihtiyacımız var”
“Sektörümüz çok iyi bundan kimsenin şüphesi olmasın” diye devam eden Narin, “10.5 trilyon dolar dünya turizm hacminin 2033’de 15 trilyon dolar olması bekleniyor yani yüzde 50 artış bekleniyor. Bizim de buradan pay almamız lazım. Bizim 2033 için hedefimiz 130 milyar dolardı. Bu dönüşümlerin yapılması halinde 130 milyar doları görebiliriz. Bunları tutturacak modele ihtiyacımız var” dedi.
“Uzun vadeli plan yapmaya ihtiyacımız var”
Maliyetlerin bu sene karlı olmasının beklenmediğini aktaran Narin, “Enflasyon muhasebesinin getirdiği yükler var. İkincisi de devalüasyon ve enflasyon arasındaki ters makasın getirdiği baskı. Yüksek faiz politikaları ve bankacılık sisteminin daralmasıyla kredi arzı düştü bunun önünün açılması lazım. Gelirlerde düşüklük olabilir ama sektör kendi oyununu doğru oynamak zorunda. Bodrum 80 gün, Çeşme 70 gün çalışıyor. Bu kadar sıkışık zamanda bütün bir kışın yükünü üç aya yığacaksınız, maliyetlerinizi karşılayacak, bir de kar edeceksiniz. Olduğu yıl var ama olmadığı yıl da var çünkü yüzde 10-15 aksama ya da ekonomideki ters makas bizi ilave finansa itiyor. Bunu nereden alacaksınız, bankadan. Banka vermediği zaman tur operatörü, oradan da alamazsan finansman olarak sıkışıyorsun, fiyat kırıyorsun. Bizim devletle birlikte çözmemiz gereken finansman sorunu var, insan kaynağı sorunu var ve uzun vadeli plan yapmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
“İnsanların ne yaptığını etüt etmemiz lazım”
Orta Doğu’da süren savaşla ilgili de konuşan Narin, “İsrail-Lübnan savaşının etkisi Arap yarımadasına olacaktır. Buna rağmen Dubai’de doluluk oranı yüzde 92, onların ne yaptığını etüt etmemiz lazım. O sıcağa rağmen yazın 50 derecede yüzde 92 doluluk oranındalar, demek ki bizden daha üstün bir şey yapıyorlar. Bizim biraz daha dünyayı başka okumamız lazım” şeklinde konuştu.