Dünya turizm devi TUI’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle anlaşarak Güney Kıbrıs’a getirdiği turistler için Kuzey Kıbrıs’a yönelik tur düzenlenmesi uygulamasını kaldırmasına KKTC yönetiminden sert tepki geldi.
Dünya turizm devi TUI’nin Güney Kıbrıs’a getirdiği turistler için Kuzey Kıbrıs’a yönelik tur düzenlenmesi uygulamasını kaldırmasına KKTC yönetiminden sert tepki geldi.
Ataoğlu: AB’nin serbest dolaşım ilkesine aykırı!
KKTC Başbakan Yardımcısı,Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı yaptığı açıklamada GKRY’nin TUI tur operatörü ile yaptığı, Avrupa’dan Güney Kıbrıs’a gelecek olan turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişini engelleyecek olan yeni anlaşma tepki gösterdi. Ataoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Avrupalı turistlerin 31 Ağustos tarihine kadar Güney’den Kuzey’e günübirlik geçişlerini engelleme çabasına tepki göstererek bu hareketin Avrupa Birliği’nin (AB) serbest dolaşım ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Ataoğlu, “Sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizmine değil ve sadece devlet düzeyinde değil, bu uygulama ile hem Güney hem de Kuzey Kıbrıs turizmini ve hem Güney’deki hem de Kuzey’deki tur rehberlerini zor duruma sokacağını belirterek, “Turizm, siyasete kurban edilemez. Turizmden geçimini kazanan insanları da yok sayabilecek bu uygulamadan bir an önce geri dönülmesi gerekmektedir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar: Rum yönetimi abluka siyasetinin odağına turizm sektörünü koydu, yapılan yasa dışı!
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Rum Liderliğinin turizm sektörünü hedef alan girişimine ilişkin açıklama yaptı
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Rum Liderliği, ekonomimizi çökertmeye yönelik “abluka siyasetinin” odağına bu kez turizm sektörümüzü koymuştur. Buna göre, ülkemizde tatil yapmak isteyen, AB vatandaşları da dahil olmak üzere, önceden rezervasyon yapmış olan kişilerin geçişini tamamen yasa dışı bir şekilde engellemeye yönelik adımlar atmaktadır. Rum yönetimi, bu siyasetini İlgili tur operatörlerine şantaj yaparak yürütmektedir.
Bu durum başta Rum Lideri ve dolayısıyla GKRY’nin, Kıbrıs adasının geleceğine dair gerçek niyetini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Rum Liderliği, 61 yıldır devam ettirdiği baskıcı ve Kıbrıs Türk halkının temel insan haklarını ihlal eden izolasyon zulmü siyasetini sürdürmekte ve özellikle geçtiğimiz Ocak ayından bu yana bu siyasetini ileriye götürme pahasına uluslararası hukuku ayaklar altına almaktadır.
Geçtiğimiz hafta itibarıyla sektör temsilcileri ve turizm örgütlerimizle yapılan istişareler üzerine, Avrupa Birliği de dahil olmak üzere, ilgili uluslararası taraflarla temasa geçilmiş ve Rum tarafının bu düşmanlık içeren siyasetine müdahale çağrısı yapılmıştır.
Ülkemizdeki taşınmaz mal yatırımları ile üniversitelerimizi yok etmeye yönelik sürdürdükleri ve 1963 sonrasını aratmayan abluka siyasetini bu kez de turizm sektörümüzü içine alacak şekilde genişleten Rum Liderliğini bu çağ dışı siyasetine son vermeye çağırıyorum.
Kıbrıs adasında bugün en fazla ihtiyaç duyduğumuz, iki taraf arasında işbirliği ortamının tesis edilmesidir. Rum Liderini, bu ilkel siyasetinden vazgeçmeye ve ileriye doğru yeni işbirliklerinin tesisine yönelik adım atmaya davet ediyorum.
Halkımın hak ve çıkarlarını her platformda korumakla mükellef bir Cumhurbaşkanı olarak, AB de dahil olmak üzere ilgili uluslararası çevreler nezdinde konunun yakından takipçisi olacağım.”